Temiz bir nefes sosyal yakınlaşmanın neredeyse ilk şartıdır.Diş hekimliği literatüründe ağız kokusu ‘halitozis’ olarak isimlendirilmiştir.Sabah uyanır uyanmaz tespit edilen ağız kokusuna fizyolojik/sabah ağız kokusu denilmektedir ve dil sırtındaki bakterilerin faaliyetleri sonucu gün sonunda ağız hijyenine bağlı olarak miktarı değişmektedir.
Ağız kokusunun birden fazla sebebi bulunabilir.Bunlar sindirim kanalı kaynaklı,boğaz-sinüs kaynaklı,kanın içeriğinin değişmesine bağlı olarak nefes kaynaklı, psikojenik yani ‘ağız kokusu takıntısı’ sebepli veya sabahları meydana gelen veya kendiliğinden birkaç saat sonra kaybolabilen fizyolojik sebepli olabilir.
Ağız kokusunun sık rastlanan sebepleri nelerdir?
Hijyenik olmayan veya hasta tarafından bakımı iyi yapılmamış köprü protezleri
20 yaş dişleri iltihabı
Ağız kuruluğu
Ağız hijyeninin iyi olmaması
Kullanılan ilaçların nefesin kokusunu değiştirmesi
Mide ülserleri,sindirim yetmezliği
Ağız kokusu hangi kişilerde daha sık görülür?
Sigara kullanan kişilerde
Stresli kişilerde
Kanser hastalarında
Akciğer,böbrek,karaciğer hastalarında
Sistemik kronik rahatsızlığı olan bireyler kullanılan ilaçlardan dolayı da ağız kokusu daha sık görülmektedir.
Ağız kokusu teşhisi için dil sırtından yapılan salya testleri bulunmakta olup,problemin sadece psikolojik de olabileceği unutulmamalıdır.
Ağız kokusu tedavisi nedir?
Tedavinin ilk basamağı iyi bir ağız hijyeni sağlamak,dişlerin fırçalanmasının ve dil sırtının kazınarak veya yine fırçalanarak temizlenmesinin,diş ipi ve arayüz fırçası kullanılarak rutin bir şekilde hijyenin sağlanmasıdır.
Alkolsüz bir gargara kullanılmalıdır.
Çinkolu sakız ve diş macunu kullanılmalıdır.
Çürük dişler,diş taşlarının tedavileri yapılmalı; varsa köprülerin çıkarılıp altındaki dayanak dişlerin durumuna bakılmalı,enfeksiyona neden olabilecek bütün ihtimaller ortadan kaldırılmalıdır.
Diş hekiminizin tavsiye ettiği pastiller,gargara ve ağız spreyleri uygun bir şekilde kullanılmalıdır.
Tüm bu işlemlerden sonra devam eden ağız kokusunda ise,ileri muayene ve tedavi planına geçilmelidir.Fakat bu konuda kesin bir formül olmadığı,hekim-hasta işbirliği ile çözüme yaklaşılacağı bilinmelidir.
Dil sırtındaki çukurcuklarda tutunan ve dil fırçalanmasıyla engellenemeyen birikimler,lazer tedavisi ile tedavi edilmeye çalışılmaktadır.Bu çukurcuklar lazer yardımı ile genişletilip bakteri tutulumunun azaltılması hedeflenmektedir